Sene 1986. Aztek Stadyumu. Meksika Dünya Kupası finallerinin çeyrek final maçı ve tarihe kazınan hepimizin çok net hatırladığı “Tanrı’nın Eli” ile finale yükselen Arjantin.
Bu kadar bariz bir hakem hatasıyla gelen gole VAR sistemi olsa gerçekten izin verir miydi ?
Belki kupa şu anda İngiltere ya da Federal Almanya’nın müzesinde olacaktı. Belki de gol verilmese bile Arjantin için sonuç değişmeyecekti. Birçok farklı görüşün yer aldığı konuda teknoloji gerçekten futbolun doğasına aykırı mı yoksa daha adil bir sonuç almak için gerekli mi tartışmaları bir kenara dursun, “Tanrı’nın Eli” mucizesinden 34 sene sonra 2018’de olayın kahramanı Maradona “Teknoloji, şeffaflık ve kalite getirir. Saldırmaya ve risk almaya karar veren takımlar için de olumlu sonuçlar sağlar.” diyerek teknolojiyi destekleyenlerden yana olduğunu açık bir şekilde belirtmiş oldu.
VAR konusunda Mourinho da, “Eğer hakemler bu teknolojik destekten memnunlarsa, tamam, hadi VAR’a gidelim.” diyerek olayın baş aktörleri hakemlerin de rızasını alarak teknolojiyi kullanmakta sakınca olmadığını dile getirmişti.
Tüm sektörlerde dijital dönüşümün yaşandığı bir dönemde futbolun da bu dönüşümden geri kalması düşünülemezdi. Bu dönüşüm içerisinde futbolu gelecekte teknolojik gelişmeler açısından neler bekliyor bir göz atalım.
- Google Glass teknolojisi henüz hayatımızda çok yer edinmese de gelecekte ciddi bir noktaya gelecek. Öncelikle takımlarda idari ekipler antrenmanlarda ve maçlarda anlık olarak oyuncu performanslarını takip ederek aksiyonlar alabilecekler. Bir yandan da hakemler Google Glass ile pozisyonları istedikleri açıdan daha hızlı izleyip süzebilecek. Bir noktadan sonra maçı kesmeden hızlı bir şekilde izleyip proaktif bir rolde olacaklar.
- Yerleşik Kameralar artık futbolcuların ve hakemlerin üzerlerindeki kıyafetlerde yer alacak. Hem hakemlerin pozisyonlarda karar alması açısından çok detaylı bir görüş sağlayacak hem de futbolcu bakışı açısından gelen görüntüler ile taraftarlara farklı bir izleyiş deneyimi sunacak.
- Toplar ya da futbolcu ekipmanları üzerinde yer alacak darbe sensörleri ve ivmeölçerler ile futbolcuların toplar ile olan performans ölçümlemeleri yapılarak gelişimleri açısından yeni yöntemler uygulanabilecek. Hakemler açısından da çarpışmaların gücü, yönü ve şiddeti yapay zeka yardımıyla da yorumlanarak karar vermede yardımcı olacak.
- Futbolcuların duygusal ve fizyolojik verilerini teknik ekibe anlık olarak aktarabilecek elektronik dövmeler de performans ölçümleri açısından önemli bir rol alacak. Bir sonraki aşamada bu veriler taraftarlarla paylaşılarak onların da futbolcuların hissettiklerini paylaştıkları interaktif bir deneyim yaşanacak.
- Maç izleme deneyimleri farklılaşarak taraftarları daha da maçın içine çekecek gelişmeler yaşanacak. Google Glass konusu bu defa taraftarlar açısından farklı bir izlenim sunacak.
Örneğin maçı istediğimiz futbolcunun ya da hakemin gözünden izleyebileceğiz.
Ya da böcek benzeri kameralar ile çok daha yakın açılardan pozisyonlar takip edilebilecek ve taraftarlara oradaymış hissiyatı verilmeye çalışılacak. Bu kameralar ayrıca futbolcuların etrafında gezinerek maç içindeki tüm hareketlerini detaylı olarak doğal yoldan izleme şansı sağlayacak.
Özellikle koronovirüs gibi bir süreçten geçtiğimiz bugünlerde maç izleme deneyimleri tahmin ettiğimizden de hızlı bir şekilde sanal ortama adapte olacak gibi gözüküyor.
Artık futbolun doğasından çok yeni normallerini konuştuğumuz bir süreçteyiz ve buna istesek de istemesek de adapte oluyoruz. Futbolun genleri değişiyor. Değişime hazır mısınız ?
Not: Bu yazım Deplase Dergi 13. (Haziran ’20) sayısında yer almıştır. Turkcell Dergilik uygulaması üzerinden de güncel yazılarımı okuyabilirsiniz.